-
01 Mayıs 2025
İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, ‘İklim Konuşmaları’ programı kapsamında Erzurum’da vatandaşlarla bir araya geldi.
İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin illerini kapsayan ‘İklim Konuşmaları’ programıyla, İklim Değişikliği Başkanı Hasar, çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri, kurum ve kuruluşlardan yöneticiler, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve vatandaşlarla buluşuyor.
İklim değişikliği ile mücadelede yapılması gerekenlerin de konuşulduğu programda Başkan Hasar, iklim değişikliğiyle ilgili merak edilen sorulara da cevap veriyor.
İlkinin Erzurum’da gerçekleştiği ‘İklim Konuşmaları’ programında konuşan Başkan Hasar, insanoğluyla tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi olduğunu ifade ederek, “İnsanoğlu tabiata merhamet etmeli. İnsanoğlu tabiata merhamet etmediği zaman tabiat intikamını alıyor. Tarihsel süreçlere baktığımız zaman insanoğlu ne zaman tabiata merhamet etmemişse, hor kullanmışsa tabiatın cevabı sert olmuş. Maalesef şu anda bu sürece doğru ilerlediğimizi görüyorum” diye konuştu.
İklim konusunun bireylerden çok devletleri ilgilendirdiğine değinen Başkan Hasar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
“İklim konusu bireylerden çok devletleri ilgilendiriyor”
İklim konusu bireylerden çok devletleri ilgilendiriyor. Devletlerin yapmış olduğu stratejiler ve ortaya koydukları üretim politikalarından kaynaklı bir durum söz konusu. Dünyamızda sanayi devriminden önce 280 ppm’lik bir karbondioksit oranı vardı. Sanayi Devrimi'nden sonraysa bu oran 427 ppm’e yükseldi. Bu yüzden artık karbondioksit konsantrasyonu dayanılmaz noktaya ulaştı. Karbondioksit konsantrasyonunun yüksek olmasına bağlı olarak dünya ortalamasında sıcaklıklarda çok ciddi bir artış var. Dünya sıcaklık ortalaması şu anda 1.55 santigrat derece seviyelerine ulaştı. İnsanoğlunun vücudunu bir düşünün vücut sıcaklığımız 1.5 derece arttığında doktora gitme ihtiyacı duyarsınız. Dünya da biyolojik bir varlık, dünyanın yapısını da bu şekilde düşünmek lazım.
“İklim, sadece bir çevre konusu değil, iklim değişikliği uluslararası bir problem”
İklim, sadece bir çevre konusu değil. Çevre bir bölgenin sorunu olabilir, fakat iklim değişikliği uluslararası bir problem. Bugün gelişmiş ülkelerin salmakta oldukları emisyonlar gelişmekte olan veya fakir ülkeleri etkiliyor. Bu emisyonlar oradaki ekonomiyi, gıda güvenliğini, tarımı, ormancılığı, su kaynaklarını ve pek çok şeyi etkiliyor. Şu anda dünya üzerinde iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerin içerisinde bulunuyoruz. Ülkemiz Akdeniz havzasında bulunması itibarıyla iklim değişikliğinin etkilerini fazlasıyla hissetmektedir. İklim değişikliğine uyum süreci konusunda toplumumuzun, ekonomimizin, su kaynaklarımızın, gıda güvenliğimizin, tarımızın, şehirlerimizin dirençli hale gelmesi gerekiyor.
“Bir aylık yağışı bir saatte aldığımız zaman bereket olmuyor, tersine felakete dönüşüyor”
İklim değişikliği kendisini düzensizliklerle de gösteriyor. Bir aylık yağışı bir saatte aldığımız zaman bir bereket olmuyor tam tersine felakete dönüşüyor. İşte iklim konusu da bu noktada devreye giriyor.
İKLİM KANUNU HAKKINDA
“İklim kanunu bireysel olarak hiç kimseye kısıtlama getirmiyor”
İklim kanunu bireysel olarak hiç kimseye kısıtlama getirmiyor. Bunu net bir şekilde söylüyorum. Kanunda genel itibarıyla bir kısıtlama yok. Bu kanun koruyucu bir kanun. Kanun, organik tarım ve ormanların artırılması önceliklendiriyor.
“Hayvanların saldıkları emisyonları normal yaşam döngüsü olarak değerlendiriyoruz"
Metan da karbondioksit de birer sera gazıdır. Hayvanların saldıkları emisyonları normal yaşam döngüsü olarak değerlendiriyoruz. Sosyal medyada yazılıp çizilen hayvanların kesileceği gibi söylemlerin hiçbiri kanunda geçmiyor. Bilakis tarım ve hayvancılık politikalarında hem geleneksel hem de manevi değerler ülkemizin öncelikleri arasındadır. Kanunda olmayan bir şeyin varmış gibi bahsedilmesinde. Bir taraf diyor ki ‘bu kanun yeterince yaptırıma sahip değil’, diğer tarafsa ‘özgürlüğümüz kısıtlanacak’ diyor. Böyle bir şey yok. Bireysel özgürlükleri kısıtlayacak hiçbir madde bulunmamaktadır.
“Türkiye’nin Yeşil Taksonomisi’ni hazırlıyoruz.”
Kanun ile yatırımcıların da buna bağlı olarak artık emisyon azaltım odaklı yatırım yapması gerekiyor. Bu yüzden biz de bu finansa süratle erişebilmek için Türkiye’nin Yeşil Taksonomisi’ni hazırlıyoruz. Yeşil taksonomi ile yatırımcılar yaptıkları yatırımlarının temiz veya iklim dostu olup olmadığını daha kolay bir şekilde görebilecek. Ülkemizdeki sanayicimizi buna alıştırabilmek için bir hibe programı da getirdik.
“COP29’da büyük kazanımlar elde ettik”
Geçtiğimiz yıl Azerbaycan’da gerçekleştirilen 29’uncu Taraflar Konferansı’nın (COP29) ana gündemi iklim finansmanıydı. COP29’da görüşülen iklim finansmanında iki katmanlı bir sistem oluşturuldu. Yapılan müzakereler sonucunda şu anda ülkemiz hem yıllık 300 milyar dolardan faydalanıyor hem de 1.3 trilyon dolarlık katmandan da faydalanabileceğiz.
Programın soru-cevap kısmında Başkan Hasar, merak edilen sorulara cevap verdi.
Program hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.