Batı Balkanlar bölgesindeki enerji dönüşüm sürecini değerlendirmek için bu yıl sekizincisi düzenlenen ve iki gün sürecek olan ‘MEF Enerji Forumu’, Makedonya’nın Başkenti Üsküp’te gerçekleştirildi.
18 Haziran 2025
Batı Balkanlar bölgesindeki enerji dönüşüm sürecini değerlendirmek için bu yıl sekizincisi düzenlenen ve iki gün sürecek olan ‘MEF Enerji Forumu’, Makedonya’nın Başkenti Üsküp’te gerçekleştirildi.
Batı Balkanlar Enerji Forumu’nda Bakan Yardımcısı Fatma Varank ile Türkiye’yi temsil eden İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘Türkiye ve Batı Balkanlar’da Adil Enerji Geçişi: Dersler ve Fırsatlar’ başlıklı oturumun açış konuşmasını yaptı.
Temiz enerjiye geçişte etkilenen kesimlerin haklarının korunması gerekliliğini vurgulayan Başkan Hasar, oturumda yaptığı konuşmada ‘adil geçiş’in önemine vurgu yaparak, “Çağımızın en kritik zorluklarından biri olan temiz enerjiye geçişte tüm etkilenen işçilerin ve toplulukların haklarını korumayı öncelikli görmeliyiz. Bu dönüşüm iklim eylemini desteklerken sosyal adaleti temelden güçlendirme potansiyelini de taşıyor. Mesele yalnızca fosil yakıtları yenilenebilir enerjiyle değiştirmek değil, aynı zamanda geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmaktır.” dedi.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), iklim politikalarının 2030'a kadar 24 milyon işin yok olacağını, ancak yenilenebilir enerji ve verimlilik sektörlerinde 6 milyon yeni istihdam alanı yaratılabileceğini öngördüğünün üstünde duran Başkan Hasar, bu dönüşümün dünya genelinde milyonları etkileyecek devasa bir dönüşüm olduğunun altını çizdi.
Başkan Hasar’ın konuşmasından önemli satır başları şöyle;
“Kimseyi geride bırakmadan daha iyi bir gelecek inşa etmeliyiz”
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamında, adil dönüşüm, iklim stratejilerinin kritik bir bileşeni olarak giderek daha fazla tanınıyor. Paris Anlaşması, "işgücünün adil dönüşümünün" önemini açıkça vurguluyor. Bu nedenle, COP27'de Taraflar, iklim eylemini işçi hakları ve sosyal eşitlikle uyumlu hale getirmek için Adil Dönüşüm Çalışma Programı kurulmasını kabul etti. Kimseyi geride bırakmadan daha iyi bir gelecek inşa etmek için bu fırsatı değerlendirmeliyiz.
“Temiz enerjiye geçerken maden işçilerimizi de desteklemeliyiz”
Türkiye'de enerji sektörü, GSYİH'nın yaklaşık 'sini sağlıyor ve 250 binden fazla kişiye istihdam yaratıyor. 40 binden fazla işçi halen kömür madenciliği ve kömürle çalışan enerji santrallerinde çalışıyor. Temiz enerji kaynaklarına geçerken bu toplulukların dikkatle desteklenmesi gerekiyor. Öte yandan bu zorlukların yanında önemli fırsatlar da var. Türkiye, son 10 yılda yenilenebilir enerji kapasitesini ikiye katladı ve 2035'e kadar rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesini dört katına çıkarmayı planlıyor. Bu genişleme, 70 milyar dolarlık yatırımla desteklenecek ve 300 bin yeni yeşil iş oluşturacak. Tüm bu zorluklar ve fırsatlar göz önüne alındığında, Türkiye'nin toplulukları geride bırakmadan iklim hedeflerine ulaşabileceğine inanıyoruz. Bu doğrultuda, adil bir yenilenebilir enerji dönüşümü için bütünleşik bir vizyon geliştirmek üzere çalışıyoruz.
“Adil geçiş, uzun vadeli vizyonumuzun temel dayanaklarından biridir”
Adil geçiş, uzun vadeli vizyonumuzun temel dayanaklarından biridir. 2030 yılına kadar yeşil istihdam fırsatları geliştirmeyi, enerji yoksulluğunu önlemeyi ve işçileri yeni yeşil ekonomi alternatifleri için yeniden eğitmeyi içeren adil dönüşüm ilkelerini stratejimize dâhil ettik. Sendikalar ve işverenlerle sosyal diyaloğu güçlendirmeyi, büyük ölçekli yeniden eğitim programlarını uygulamayı ve özellikle kadınların katılımına yönelik özel hedeflerle kapsayıcı istihdam fırsatlarını sağlamayı içeren sektörel eylemleri entegre ettik.
“Enerji dönüşümü yalnızca çevresel bir zorunluluktan ibaret değil, vatandaşlar için daha adil bir ekonomi inşa etme fırsatıdır”
Odak noktamız artık bu politikaların, özellikle işgücünün yeniden eğitimi ve yeşil iş oluşturma konularında etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Enerji dönüşümü yalnızca çevresel bir zorunluluktan ibaret değildir. Bu, tüm vatandaşlar için çalışan daha adil ve sürdürülebilir bir ekonomi inşa etme fırsatıdır. Adil geçiş ilkelerini düşünceli ve tutarlı bir şekilde uygulayarak iklim hedeflerine ulaşırken aynı zamanda yeni fırsatlar yaratabilir ve savunmasız grupları koruyabiliriz.
Yıllar içinde bölgedeki enerji dönüşümüne ilişkin çok paydaşlı diyaloğun yürütüldüğü önemli bir platform haline gelen MEF’te politika yapıcılar, özel sektör temsilcileri, teknik uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, teorik tartışmalardan uygulamaya dönük stratejilere geçişi masaya yatırıyor